Değişim ve dönüşüm zaman alır: Terapide sabır

Yasam

Moderator
Değişim ve dönüşüm zaman alır: Terapide sabır

Terapiye başladıktan birkaç seans sonra “Hiçbir şey değişmedi” diye düşünen danışanların yaşadığı içsel direnç, aslında iyileşme sürecinin doğal bir parçası. Klinik Psikolog, Psikoterapist Dr. Yasemin Meriç Kazdal yazdı.

Yeni bir terapi sürecine başladınız ve üç seansa gittikten sonra hala aynı kişi gibi mi hissediyorsunuz? Çevreniz size tıpatıp aynı görünüyor ve bu duruma canınız mı sıkılıyor? “Hiçbir şey değişmedi” diye düşünerek bırakıp bırakmamayı mı değerlendiriyorsunuz? Aslında bu durum birçok danışanın terapi sürecinde karşılaşabileceği önemli bir noktadır.

Terapi, duyguların ve düşüncelerin yüzeye çıkıp fark edilmesi ve anlamlandırılması ile başlar. Zamanla, danışan yerleşmiş bazı düşünce kalıplarını kendisiyle daha uyumlu olanlarıyla değiştirmek ister ancak bu değişim süreci zamanla mümkün olur. Hızlı çözümlerden çok sabırla ilerleyen, inişli çıkışlı ama giderek derinleşen bir içsel yolculuk olarak terapiye bakmak bu süreci daha gerçekçi bir şekilde kavramaya yardımcı olabilir.

Peki neden danışanlar hem terapi sürecine girmek isterken hem de bu sürece karşı bir direnç gösterme eğiliminde olabiliyor?



Bu direncin en önemli kaynaklarından biri değişimlerin zaman içinde ve adım adım gerçekleşmesidir. Bu süreç birçok danışanın sabrını zorlayabilir ve yaşanılan duygusal sıkıntıdan bir an önce kurtulmayı istemelerine neden olabilir. Zihnimiz ve bedenimiz acıdan kaçma eğilimindedir, bu nedenle böyle bir tepkinin ortaya çıkması da son derece doğaldır. Ancak duygusal farkındalık ve duygusal iyileşme zaman ve emek ister dolayısıyla zihnimizin bu kaçma eğilimini, direncini fark edip, terapi sürecine ve kendimize güvenebilmek faydalı olabilir.

Bir diğer direnç kaynağı ise terapi sürecinde yüzeye çıkan, bilinçdışında saklı olan derin duygular olabilir. Danışan kendini bu duygularla karşılaşmaya hazır hissetmeyebilir ve karşılaştıkça zihin istemsizce bu duygulardan kaçmaya çalışabilir.



Bastırılmış duygularla yüzleşmek korkutucu olabilir. Uzun zamandır derinlerde olan ve bizi yönlendirdiğini fark ettiğimiz duygular direncin ana kaynaklarından biri olabilir ancak genellikle çözüm de tam olarak bu sıkıntılı süreçte saklıdır. Danışan karşılaştığı bu direnci terapistiyle paylaşabilir. Çünkü bu süreç dönüştürücü bir deneyimdir. Bastırılmış duygular ortaya çıktıktan sonra danışan neyle karşı karşıya olduğunu anlayabilir ve kendine zarar veren düşünce kalıplarını analiz edebilir. Bu kalıpların bulunması çok değerlidir çünkü sorunun kaynağı bulunmadan çözümü de bulunamaz. Geçici bir çözüm bulunsa da tatmin edici olmayabilir



Sonuç olarak terapiye direnç göstermenin iyileşme yolunda doğal bir tepki olabileceğini anlamak danışanın terapi sürecine sabır, istikrar ve süreklilik göstermesini sağlayabilir. Ayrıca danışanın değişimi ve dönüşümü, kısa süreli rahatlama olarak değil; uzun vadeli dönüşüm olarak görmesi de yine sabır göstererek iyileşmesinin zeminini hazırlayabilir. Dolayısıyla bu noktada danışanın hem kendisine hem de terapi sürecine karşı sabırlı olması terapinin en temel dayanaklarından biri olarak değerlendirilebilir.
 
Geri
Üst